27 Ocak 2012 Cuma

Vefa Nedir Bilir misin?

"Vefa nedir, bilir misin?
Vefâ arkanda bıraktığını, giderken yaktığını yabana atmamandır. Vefâ; dostluğun asaletine, bir dua sonrası verilen sözlere, hayallere ihanet katmamandır. Vefâ; ötelerin sonsuz mükafatı karşısında, cehennemi hafife almaman, ulvi güzellikleri dünyaya satmamandır.."

Hazreti Mevlâna Celaleddin Rûmî

16 Ocak 2012 Pazartesi

Firar

" Madem ki Yeminimiz var, Madem Aşk Mukadder; İşte geldim bilmesinler, Yarına kadar... "

Ey Sevgili.. Giden vapurların arkasından bakarken ben, sen ağlarmıydın? Ağlar da, Cebinden çıkarmadığın menidilini ıslatırmıydın tuzlu gözyaşlarıla ? Vapur ilerlerken, ve bitmeye yakınken yollar, sen sızlanırmıydın arkasından iskeleye uçan martıların ?

Neler neler yazdım, neler neler sildim... " gel diyor; geç olmadan gel... " Bak hep ben istedim.. Hep ben ağladım, yıprandım, Öp diye hep ben yalvardım... İşte Ey sevgili.. işte yine " Son vapur " gitti... " Sakla beni, sabaha kadar.. "

14 Ocak 2012 Cumartesi

Bir Varmış, Bir Yokmuş

Bir Varmış, Bir Yokmuş, >>> Bir dağ varmış ülkenin birinde... Yapayalnız, ulu ve hüzünlü bir dağmış.. Bir gün bir kuş konmuş omzuna biraz soluklanmak için... O kadar güzel bir kuşmuş ki... O kadar güzel ötüyormuş ki... Dağ kuşa âşık olmuş... “Ne olur gitme, hep burada benimle kal“ demiş... Kuş “ama ben burada yasayamam, uçmak, göçmek zorundayım“ demiş... Dağ çok üzülmüş, ne kadar yalvarsa nafile olduğunu anlamış... O da biliyormuş çünkü kayalıklarında, bu soğukta sevdalandığı bu küçük kuş yaşayamaz... Kuş söz vermiş... "Her sene bu vakitler mutlaka uğrayacağım ve sana şarkılar söyleyeceğim. Ben gelemesem bile sana kardeşlerimle şarkılar göndereceğim“ demiş... Sözünü tutmuş... Kendisi gelemese de mutlaka kardeşi olan kuşlar dağa uğrayıp şarkılar söyleyip g...itmişler... Ama dağ onların her ziyaretinden sonra aşkını daha çok düşünüyor, yalnızlığına, değiştiremeyeceği kaderine daha çok üzülüyormuş... O kadar çok üzülmüş ve kuşu o kadar çok özlemiş ki sonunda ortadan ikiye ayrılmış.. Hasretinden kalbi çatlayan ilk dağmış... Derken bir gün sevdalandığı kuş gelmiş... Dağın bu yalnız ve ikiye ayrılmış hâlini görünce çok üzülmüş... Kardeşleriyle ona teselli türküleri söylemeye başlamışlar... Dağ o türküleri dinledikçe ağlamış... Tam ikiye ayrıldığı yerden ince ince gözyaşları sızmaya başlamış... Kuş, gitme vakti geldiğinde kanadının altında sakladığı o son yiyeceğini, son tohum tanesini aç kalmak uğruna dağa hatıra bırakmak istemiş... Tohumu dağın ikiye ayrıldığı ve gözyaşlarının sızdığı yere bırakmış... Sonra da kanatlanmış, uçmuş gitmiş... Dağın kalbinde bir ağrı başlamış ertesi gün... Ağrı dayanılmaz olmuş... Daha çok ağlıyormuş dağ artık... Gürül gürül dökülüyormuş gözyaşları... Bir sabah kalbinin ağrıdığı yerde bir kıpırtı olmuş.. Bir de bakmış orada yeşil bir filiz var artık... Kuşun giderken bıraktığı hasret tohumundan çıkan o filiz dağın acısıyla büyüttüğü ilk ağaç olmuş... Sonra... Dibinde bir çiçek, sonra bir başka çiçek, onları merak edip gelen bir arı, arının bıraktığı bir başka tohum... Dağın yüreğinde kocaman bir orman olmuş hepsi... Göç mevsimi geldiğinde... Dağın sevgisiyle, acısıyla, hasretiyle büyüttügü o ağaç dağın sevgilisi kuşun ve kardeşlerinin daimi evi olmuş... Sevgi özlemle beslenirmiş... Ama en çok sabırla filiz verir, yeşerirmiş... Her yeniden buluşma yeni bir başlangıcın ilk sabahı olabilirmiş meğer... Evet, olabilirmiş.

13 Ocak 2012 Cuma

Böylemi Olmalı Solmalı Sevgililer.

Öpsem bebek gözlerinden çok ağlatırlar.
Sarsam seni kollarımdan bir gün alırlar.
Sevsem seni doyasıya yıpratırlar.
Bir sürü kuru gürültü parçalar sevgimizi ey kader.
Böyle mi olmalı solmalı sevgililer?

Sabretmenin Son Tesbih Taşında Yüreğim..

Sabretmenin son Tesbih taşında yüreğim.. Doksan dokuzuncu taşı elimde sabrın... Korkuyorum o bittiğinde bende bitmiş olacak tahammül.. Yine de son taşıdır sabrın dayandırır beni bir vakit daha bilinmeye.. Sonrası... Bilmiyorum sonrasında içimdeki boşluğun yerini neyi eklerim elimdeki Tesbih’in yerine neyi koyarım bilmiyorum.... Sabrediyorum işte.. Hem de her şeye... Son taşı sıkıca tutuyorum parmaklarımın arasında. Kayıp gidecek her şeye hazırlıklı olsun istiyorum yüreğim. Olmuyor, bir insan kendini ne kadar hazırlayabilir bir bilinmeyene... Düşünmek istemiyorum.. Şimdi yapabildiğimce sabırlı olmak istiyorum. Son taşını elimden düşürmemek için sabrın.. Gayret ediyorum sınırsız bir infilak yaşıyor içim. Sanki birazdan patlayacak kederinden ve son taşta düşecek ellerimden.. Düşmesin gücüm yettiği kadar bende kal bilinmezliğim.. Gücüm yettiği kadar ve bende kalabildiğin kadar kal sabrım..

Öylemi Gerçekten?

Birini Sevmen İçin Elle Tutulur Bir Neden Bulamıyorsan Eğer,
Onu Sahiden Seviyorsun Demektir...

Yeni Bir Sayfada Sana Bakmak

Her Şey Yapılabilir

Bir Beyaz Kağıtla

Uçak, Örneğin Uçurtma, Mesela

Altına Konabilir

Bir Ayağı Ötekilerden Kısa Olduğu İçin

Sallanan Bir Masanın

Veya Şiir Yazılabilir

Süresi Ötekilerden Kısa

Bir Ömür Üzerine.

Bir Beyaz Kağıda

Her Şey Yazılabilir

Senin Dışında

Güzelliğine Benzetme Bulmak Zor

Sen En İyisi Sana Benzemeye Çalışan

Her Şeyden

Bir Gülden, Bir İlk, Bir Sonbahardan Sor

Belki Tabiattadır Çaresi

Senin Bir Çiçeğe Bu Kadar Benzemenin

Ve Benim

Bilinci Nasırlı Bir Bahçıvan Çaresizliğim

Anlarım Bitkiden Filan

Ama Anlatamam

Toprağın Güneşle Konuşmasını

Sana Çok Benzeyen Bir Çiçek Yoluyla.

Sen Bana Işık Ver Yeter

Bende Filiz Çok

Köklerim İçimde Gizli

Gelen Giden, Açan Soran, Bere Budak Yok

Bir Şiir İstersin,

"İçinde Benzetmeler Olan"

Kusura Bakma Sevgilim

Heybemde Sana Benzeyecek Kadar

Güzel Bir Şey Yok.

Uzun Bir Yoldan Gelen

Tedariksiz Katıksız Bir Yolcuyum

Yaralı Yarasız Sevdalardan Geçtim

Koynumda Bir Beyaz Kağıt Boşluğu

Her Şeyi Anlattım

Olan, Olmayan, Acıtan, Sancıtan

Bilsem Ki Sana Varmak İçindi

Bütün Mola Sancıları

Bütün Stabilize Arkadaşlıklar

Daha Hızlı Koşardım

Severadım Gelirdim

Gözlerinin Mercan Maviliğine

Sana Bakmak

Suya Bakmaktır

Sana Bakmak

Bir Mucizeyi Anlamaktır

Sana Sola Bakmadan Yürüdüğüm Yollar Tanıktır

Aşk Sorgusunda Şahanem

Yalnız Kelepçeler Sanıktır

Ne Yazsam Olmuyor

Çünkü Bilenler Hatırlar

Hem Yapılmış, Hem Yapma Çiçek Satanlar

Bahçıvan Değil Tüccarlardır

Sen Öyle Göz

Sen Öyle Toprak Ve Güneş Ortaklığı

Sen Teninde Cennet Kayganlığı İken

Sana Şiir Yazmak Ahmaklıktır.

Bir Tek Söz Kalır

Dişlerimin Arasından

Ben Sana Gülüm Derim

Gülün Ömrü Uzamaya Başlar

Verdiğim Bütün Sözler

Sende Kalsın İsterim

Ben Sana Gülüm Derim

Gül Sana Benzediği İçin Ölümsüz

Yazdığım Bütün Şiirler

Sana Başlayan Bir Kitap İçin Önsöz.

Sana Bakmak

Bir Beyaz Kağıda Bakmaktır

Her Şey Olmaya Hazır

Sana Bakmak

Suya Bakmaktır

Gördüğün Suretten Utanmak

Sana Bakmak

Bütün Rastlantıları Reddedip

Bir Mucizeyi Anlamaktır

Sana Bakmak

Allah'a İnanmaktır. .

YILMAZ ERDOĞAN

Özleme!

Sakın benim seni özledigim kadar özleme . Canın yanar , Ciğerin sökülür , Nefesin kesilir

Sen Ol da!

Sen ol da ister yâr ol, ister yara, lütfunda başım üstüne, kahrında...[Şems-i Tebrizi]